Her gün yeni bir marka ve ürünün tanıtımıyla karşılaşıyorum. Doktor çalışması olmayan onlarca ürün daha raflarda yerlerini almaya devam edince, hepsini tanımak ve içeriklerini bilmenin pek de imkanı olmuyor. Bunca seçenek arasından nasıl ürünler seçmek gerekiyor?
Öncelikle tam olarak neye ihtiyacınız olduğuna, hangi sorununuzun daha öncelikli olduğuna karar vermek gerek. Sivilce, leke, kırışıklıklar, kuruluk, mat görünüm veya aşırı yağlı görünüm gibi yaşamınızın belli dönemlerinde farklı sorun ve ihtiyaçlarınız oluşur. Her cildin ihtiyaçları farklı olduğu gibi, kremlere verdiği tepkilerde değişiklik göstermektedir. Çok iyi bir markanın kremi olması size allerji yapmayacağını veya sizde istediğiniz etkiyi oluşturacağını garanti edemez. Pahalı olması da bir ürünün içeriğinin iyi olduğunu anlamına gelmez. Ürünleri küçük boylarda almak veya cilt bakımlarınızda kullanarak deneyimlemek, seçimlerinizde yardımcı olacaktır.
Ayrıca unutulmaması gereken konu, bir kremin sizi 10 yaş gençleştirmeyeceğidir! Bunlar yalnızca pazarlama vaatleri. Kremlerden mucizeler yaratmasını beklememelisiniz. Tedavi amaçlı kremler için ise daima dermatoloğunuza başvurmanız gerekir.
Yaş olarak sorunları sıraladığımızda, erken yaşta krem kullanımına başlama sebebi sıklıkla sivilce sorunları. O zaman sivilceli ciltlerle başlayarak, yaş dönemlerine göre ilerleyelim:
Sivilceli ciltler için öncelikle medikal tedaviye başlamak, yüzünüzü daha da yoracak gereksiz kozmetik ürün kullanmanızı engelleyecektir. Medikal tedavinizle birlikte veya tamamladıktan sonra sivilcelerin tekrarlamaması için yüzünüzü dengede tutan ürün seçilmelidir. En önemli ürün ise daima sudur. Yüzünüzü arındırmak için sabah-akşam yıkamanız gerektiğini unutmayın.
Eğer aşırı yağlı bir yüz veya kullanılan makyaj ürünlerine bağlı yüze dışardan gelen ek bir katman varsa, yüzü kurutmayan ancak gözeneklerinizin açık kalmasını sağlayacak yumuşak bir temizleyici eklemek gerekir. Sert temizleyiciler kısa zamanda sizi yağdan arındırsa da, uzun vadede daha da yağlanmanıza neden olacaktır. Daha detaylı bilgi için ‘Güzellik ve Su’ blog yazımı okuyabilirsiniz.
Eğer siyah nokta oluşumuna yatkınsanız, ürünlerinize tonik eklenebilir. Tonik denilince vadedilen gözenekleri sıkılaştırır kısmına takılmayın. Asıl gözeneklerinizin temizlenmesini arttırarak siyah nokta oluşumunu azaltacağını bilmeniz yeterli.
Oluşmuş sivilceler için medikal tedavinizin yanına, kullandığınız medikal tedaviye uyumlu olup olmadığını dermatoloji doktorunuza sorarak ekleyeceğiniz, su bazlı, yağlı bir katman bırakmayan, nemlendirici özelliği ön planda bir krem seçebilirsiniz. Eğer doktorunuza danışmadan ürün seçmek isterseniz, akneli ciltler için olan ve hedefi tedavi etmekten çok nemlendirerek tedaviye yardımcı olmak olan ürünlerden seçmelisiniz.
Ayrıca, kremlerinizi tamamlayacak en önemli ürününüz güneş koruyucularınızıdır. Onlar için de yağlı ciltlere uygun, non-komedonejik olarak belirtilen özellikte olanlardan seçmeyi unutmayın. Gözeneklerinizi tıkayan her ürün, yeni sivilcelere zemin hazırlayacaktır. Non-komedonejik olduğunu yazan ürünler bile yüzünüzde yağlı bir his bırakarak gözenek kapatabilir. Almadan önce test etme seçeneğini mutlaka deneyin.
BB kremlerin farklı özellikte olduğunu ve sivilcenizi artırabileceğini unutmayın. Bu noktada fondöten renginde güneş korucuları seçebilirsiniz.
Sivilceler bitti, peki bundan sonra ne kullanmam gerekir? Cildimiz 30 yaş dönemine kadar ihtiyacı olan yapıları üretmeye devam eder. Bu yüzden yoğun içerikli ürünlere henüz gerek yoktur. Ancak dış ortama bağlı hasarlar sonucunda kuruluk, kepeklenme, yağlanma veya lekelenme başlayabilir. Bu noktada, derimizin bütünlüğünü korumak için nemlendirmeye devam etmek gerekir.
En güzel nemlendirme yöntemi yine sudur ve bunu günde 2 litre üzerinde su içerek sağlayabilirsiniz. Yine de neme ihtiyaç olması durumunda, yağlı olmayan, su tutma içeriği yüksek ürünler tercih etmek gerekir.
Su içeriği yüksek ürünlerin deriden emilimi yeterli olmayabilir. Hyaluronik asit içerikli ürünler ise emilim ve su tutma açısından derimizin doğal yapıtaşında da olması nedeniyle tercih edilir. Yalnız ürünlerin su içeriği veya su tutma özellikleri derinizin üst bariyer katmanından geçebileceği anlamına gelmez. Deriden emiliminde biraz içerik biraz da markaların teknoloji çalışmaları fark yaratabilir. Küçük boy ürünler alarak veya cilt bakımı yaptırarak test etmek size bu konuda avantaj sağlayacaktır.
30 yaş öncesi için en güzel ve önemli iki koruma, nemlendirmek ve güneşten korunmaktır. Güneş koruyucu seçimi ve kullanımı ile ilgili bilgileri ‘Güneşten Korunma’ yazımdan okuyabilirsiniz.
30’lu yaşlarda ise nemlendirici ve güneş koruyucu ikilisine antioksidan serumlar, retinol veya peptit içerikli kremler eklenmeye başlar. Yalnız en güzel nemlendirme hala sudur ve bunu günde 2 litre üzerinde su içerek sağlayabilirsiniz.
Antioksidanlar derinize hem hava kirliliği gibi hem de güneş gibi dış etkenlerle; veya besin alışkanlıkları, ilaçlar ve sigara kullanımı gibi kan dolaşımıyla ulaşan; biraz serseri kurşun gibi dokunduğu yeri bozan serbest radikaları hedef alır. Beslenme alışkanlıklarınıza orman meyveleri, elma gibi antioksidanları eklerken, serum olarak derinize direk uygulayabileceğiniz ürünler de mevcuttur. Hızlı emilimleri için krem yerine serum şeklinde kullanmak, daha etkili bir yöntem olacaktır.
İnce kırışıklar ile karşılaşmaya başladığınızda ise, akşam ürünlerinize peptit içerikli kremleri ekleme zamanı gelmiş demektir. Derinizdeki üretimin azalmaya başlamasıyla deri kalitesinin düşmesi, kırışıklıklar, lekelenme veya kızarmalara sebep olur. Üretimi bir miktar destekleyebilen bu peptit içerikli kremleri akşam yatmadan önce sürerek sabaha kadar emilimine devam etmesi, etkisini artırır.
Şikayetleriniz belirginleşmeye başladığında, akşam bakımınıza peptitli ürünler ile dönüşümlü kullanabileceğiniz retinol içerikli kremler de eklemek gerekir. Retinol cildinizdeki üretimi yeniden arttırmayı sağlar. Ancak retinollerin marka özelliklerine göre cildinizi tahriş de edebileceğini bilmekte fayda var. Yine küçük ürünler satın alarak veya cilt bakımı yaptırarak markaları deneme şansınız olduğunu unutmayın.
Yapılacaklar listemizi şöyle bir sıralayacak olursak:
Sabah: Temizlik; Antioksidan serum; Nemlendirme; Güneş koruyucu
Akşam: Temizlik; Peptit veya Retinol içerikli kremler
Aylık: Daha yoğun içerikli maskeler
Mevsimlik: Cilt bakımları
Geldik 50’li yaşlara… Bu yaşlarda, 30’larınızda kullanmaya başladığımız ürünlerin daha yoğun içeriklilerine devam etmek gerekir. Derinizin doğal üretiminin daha da azalmaya başlaması nedeniyle yoğun ürünler cildinizi yormayacaktır. Menopoz dönemi gibi hormonal kayıpların belirginleştiği dönemde ise kremlerdeki peptit içeriklerin biraz daha bu kayıpları destekleyecek şekilde değiştirilmesi gerekir.
*
Tüm bu bilgilerin ardından artık seçim yapma zamanı geldi. Kozmetik marka ve ürünlerin dünyasında, sağlıkla kalın…